Dünya' nın paylaşamadığı Ortadoğu

İnsanlığın bilinen en eski tarihinin yazıldığı bu coğrafyayı iyi tanımak, üzerine tarih boyunca kanlı savaşların hüküm sürdüğü bu toprakları kendi çapımızda yerinde görmek için yola çıkıyoruz.

9 günlük turumuzu 3 ülke (Suriye, Lüban, Ürdün), 5 büyük kent (Halep, Şam, Beyrut, Amman, Akabe) , Wadi Rum-Petra antik kenti ve bir çöl geçişi ile tamamlamak istiyoruz.

Sürekli tehdit altında yaşayan binlerce yıl medeniyetlere ev sahipliği yapmış, kavimlerin ortaya çıkıp yokolduğu bu sert coğrafyanın bize yansıyan yüzünü, Ümit Aktay, enfes fotoğraf tekniği ve yorumuyla bizlerle paylaşacak. Bu süreçte Olcay ve ben Ümit' e asistanlık yapmaktan gurur duyacağız.

Heyecanımıza ortak olabilmeniz için gezi boyunca her günün sonunda güncellenecek olan blogumuzu sağ alt köşedeki izle butonu yardımıyla mail adresinizi kaydederek izleyebilirsiniz.

Yorumlarınızla yol boyunca bizi yalnız bırakmayacağınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Sıcak Haziran ikliminde sizler için kısa ve keyifli bir mola olması dileğiyle...


View Suriye-Lubnan-Urdun in a larger map

20 Mayıs 2010 Perşembe

Yola çıkmadan bir gece önce son hazırlıkları yapıyoruz.
Geçmek bilmeyen günler nihayet bitti ve o gün geldi.
11 Haziran 2010 saat:14:30 Ataşehir' den 3 atli yola çıkıyoruz.
Güneşli ve sıcak bir havada Bolu' ya kadar otoban sürüşü yapıyoruz.
Ufukta sağanak görünüyor kenara çekip yağmurluklarımızı giyiyoruz.
Hareket eder etmez tepemizde çakan şimşeklerle kovayla su boşalıyor.
Kimin umrunda keyfimiz yerinde gazlıyoruz.
Ankara gölbaşında bizi bekleyen sevgili Erkut ve Fatih ile kısa bir çay molası.
Hava kararmak üzere. Tuz gölünü karanlıkta geçmek istemiyoruz. TŞOF-Kulu da güneş batarken konaklamaya karar verdik.
Sabah güneşini Tuz gölünün üzerinde görmek istiyoruz. Yarın güzel bir gün olacak :)