Dünya' nın paylaşamadığı Ortadoğu

İnsanlığın bilinen en eski tarihinin yazıldığı bu coğrafyayı iyi tanımak, üzerine tarih boyunca kanlı savaşların hüküm sürdüğü bu toprakları kendi çapımızda yerinde görmek için yola çıkıyoruz.

9 günlük turumuzu 3 ülke (Suriye, Lüban, Ürdün), 5 büyük kent (Halep, Şam, Beyrut, Amman, Akabe) , Wadi Rum-Petra antik kenti ve bir çöl geçişi ile tamamlamak istiyoruz.

Sürekli tehdit altında yaşayan binlerce yıl medeniyetlere ev sahipliği yapmış, kavimlerin ortaya çıkıp yokolduğu bu sert coğrafyanın bize yansıyan yüzünü, Ümit Aktay, enfes fotoğraf tekniği ve yorumuyla bizlerle paylaşacak. Bu süreçte Olcay ve ben Ümit' e asistanlık yapmaktan gurur duyacağız.

Heyecanımıza ortak olabilmeniz için gezi boyunca her günün sonunda güncellenecek olan blogumuzu sağ alt köşedeki izle butonu yardımıyla mail adresinizi kaydederek izleyebilirsiniz.

Yorumlarınızla yol boyunca bizi yalnız bırakmayacağınız için şimdiden teşekkür ederiz.

Sıcak Haziran ikliminde sizler için kısa ve keyifli bir mola olması dileğiyle...


View Suriye-Lubnan-Urdun in a larger map

14 Haziran 2010 Pazartesi

Latakia- Eski koloni kenti.

Yüksek rakımlı Suriye kapısından girdikten sonra deniz seviyesine inene kadar virajlı çam ormanlarının içinden geçip Lazkiye' ye ulaştık. (Türkçe' si böyle midir bilemedim)

Kapıdan geçtikten hemen sonra bir başka ülkenin sınırları içinde olmanın verdiği "misafir olma" duygusu üzerimizde biraz tedirginlik yaratıyor. Sürerken daha tedirginiz :)

Efendim Latakia kutsal bilgi kaynağından edindiğimiz bilgilere dayanarak ağaç kokusuna sahip bir çeşit pipo tütünü olarak sevenleri tarafından tüketilen bir bitkiymiş. Bölgede bolca bulunduğundan dolayı şehir böyle anılıyor.




Koca ülke Şam' ıyla Haleb' iyle vakti zamanında bir Romalıların bir Türk' lerin eline geçtiği için içinde her cinsten insan evladını barındırır bir yapıya sahip. Mecusi, Arap, Yezidi, Hristiyan, Müslüman ne ararsanız bulabileceğiniz ama kimsenin kimseye ilişmediği güle oynaya aynı kaptan geçinip giden güzel bir liman kenti görüntüsü verdi bize.

Şehre varoş tarafından giriş yaptığımız için (Bilemedik öyle denk geldi) soluklanmak için durduğumuz köşedeki bakkal su ikram etti bize. (kapalı şişede)

Etrafımıza toplanan 5-6 küçük çocuk dünya karması gibiydiler. Belliki official forma alamamışlar. Birisi bordo ve maviden kendine Barcellona forması yapmış diğeri mavi beyazdan Arjantin çıkarmış kendine. Dünya kupası coşkusunun tüm kendi sardığını ve herkesin bir takım tuttuğunu ve hatta daha sonra takım maçı kazanınca elde bayraklarla şehirde tur atıldığını çok sonradan öğrenecektik.

Çocuklardan yeşil gözlü olan 8-10 yaşlarındaki kız çocuğu koltuğunun altındaki futbol topuyla bizimle sohbet etti. Ne biz onun dilini biliyorduk ne o bizim dilimizi . Ama nerden geldiğimiz nereye gittiğimizi motorları sevdiğini anlayabildik. Mahallede erkeklerle erkek gibi oynayan kız çocukları bi tek bize özel sanırdım :). Erkek gibi dedim ama gördüğün en güzel kız çocuklarından birisiydi. Gözlerinin içi gülüyordu. Çocuk olmak böyle bir şey herhalde.



Şehirde cami, kilise, havra iç içe her köşede hepsinden var. Zaman durmuş ve tüm şehir bir topun peşinden gider haldeydi. Balkonlarda camlarda arabalarında tuttukları takımın bayrakları dalgalanıyor. Herkesin üzerinde tuttuğu takımın forması var. Kupada biz yokuz ama bizim bayrağımızı buna rağmen asanlar göze çarpıyor ;)

Otel bulmak için biraz sağ sol yapıyoruz kendimizi Etiler' de hissedeceğimiz ortamın en piyasa caddesinde buluyoruz. Varşova paktı zamanından kalma bir otele yerleşip kendimizi sokağa atıyoruz. (Varoşva paktı' nı google bilir)

Gün ışığının son demlerini yakalayabildiğimiz şehrin içine, insanların arasına karışmak için acele ediyoruz. İlk girdiğimiz sokakta omuzunda "Keleş" asılı sert bakışlı abi nin yanından hızlıca sıyrılıp fotoğraf çekmeye yeltenmiyoruz bile. Sonradan anlayacağız ki bu turda sakıncalı bölgeler bizi kendine çekiyor :)


Yediğimiz içtiğimiz bizim olsun Suriye' nin tek liman kenti kendine iyi bakıyor. Hızla güzelleşiyor öyle görünüyor. Kendi haline bırakıp erkenden yola çıkacağımız için otelin yolunu tutuyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder